TURİA BAHÇESİ, BEGONYALAR VE PORTAKAL BAHÇELERİ İÇİNDE VALENCİA
Oğlum, kızım
ve ben bu sene yaz tatili kültür turu için İspanya’yı seçtik. Ben turlarla
gitmeyi tercih ettiğim için yine anlaştığımız bir turla yola koyulduk. Bu sefer
turumuzun şoförleri Türk idi. Özellikle
Tekirdağlı olan şoförümüz Fuat kaptan hem şivesiyle, hem neşesiyle bizlere
güzel bir tur olmasını sağladı. Turdaki arkadaşlarla zaman içinde oldukça
kaynaştık.
Valencia
havalanından İspanya gezimizin ilk durağı olan Valencia ‘ya geldik. Önce
panaromik bir gezi yapıldı. Bu esnada da rehberimiz Eren Bey bize Valencia
tarihini anlattı.
Valencia, İspanya’nın Madrid
ve Barcelona‘dan sonra en büyük
üçüncü şehri, ancak yerleşim yeri olarak en eskisidir. Romalılar
tarafından MÖ 138 yılında “Plaza de la Virgen”
meydanında kurulmuş.
Roma’nın çöküşünden
sonra pek çok kez el değiştirmiş ve 714 yılında Araplar tarafından işgal
edilerek uzun bir süre müslüman egemenliği altında kalmış.
1238 yılında ise Aragon
Kralı I. James tarafından fethedilmiş. Aragon Kralı,
şehir düştükten ve kulenin birinin üzerinde dalgalanan
bayraklarını gördükten sonra o anki duygularını aynen şöyle
anlatmış: “Nehir yatağındaydık, bahçeler ve surların ortasında.
Bayrağımızı kulenin üzerinde görünce atlarımızdan indik ve başımızı doğuya
doğru çevirerek ağladık ve tanrıya şükrettik”. Fetihten sonra şehir tekrar
Hristiyanlaştırılmış ve Valencia Krallığı kurulmuş.
Valencia 15.
yüzyılda ise altın çağını yaşamış. Nüfusu artmış
ve tekstilde çok önemli bir konuma gelmiş. Şehir o kadar
zenginleşmiş ki, o dönemde Kolomb’un Amerika’ya seyahati için Kraliçe
Isabella’ya borç para bile verilmiş. Ancak Amerika’nın keşfi Akdeniz’de deniz
ticaretini yavaşlatmış ve Valencia’nın ekonomik kriz yaşamasına sebep olmuş.
1500’lerin ortasından 19. yüzyıla kadar pek çok iç isyan ve savaş görmüş. 20.
yüzyılda ise özerk bölge olmuş ve zenginleşerek İspanya’nın en önemli
şehirlerinden birisi olmuş.
İspanya’da Teruel,
Cuenca ve Valencia bölgelerinden geçip Akdeniz’e dökülen Turia
Nehri, 75 kere taşmış ve hepsinde ciddi zararlar vermiş. Son
olarak 1957 yılında yağan aşırı yağmurdan dolayı taşarak birçok
kişinin hayatını kaybetmesine yol açmış ve şehre büyük zarar vermiş.
Nehir üzerinde bulunan köprüler ve evler yıkılmış. Bazı
bölgelerde ise selin yüksekliği 5 metreye kadar ulaşmış. İspanya hükümeti ise
bu felaketin artık tekrarlanmaması için çözümü nehirin yönünü
değiştirmekte bulmuş. Nehir şu an iki koldan Akdeniz’e dökülmektedir.
Eskiden nehrin geçtiği
bölge yani nehir yatağı ise park haline getirilmiş ve adına Jardin del Turia (Turia’nın Bahçesi) denilmiş. Bisiklet, yürüyüş ve
dinlenmek için harika bir yer olmuş bana sorarsanız. Parkın en ucunda ise
modern mimarisiyle dikkat çeken “City of Arts and Sciences”
yani müze/aktivite yeri bulunuyor.
Yukarıdaki
resimler otobüs içinden çekilmiştir. Resimde görülen köprüye ‘’Çiçekli yol’’
denmektedir. Köprünün her iki yanında çiçekler var ve harika bir görünüme
sahip. Köprünün alt kısmı ‘’Turia’nın
Bahçesi’’ diye bahsedilen kısım.
Parkın sonuna doğru ilerlerken alınan görüntüler
Ve son olarak geldik şehrin modern mimariyle yapılmış ve hatta sembolü olmuş o yapılarına. Valencia’nın bilim ve sanat merkezi olarak Türkçe’ye çevirebileceğim bu bölgede 6 adet farklı amaca hizmet eden devasa bina bulunuyor. Hepsi 1996 yılında Valencia’lı Mimar Santiago Calatrava tarafından planlanmış.
Bu bölgede;
Palau De Les Arts Reina
Sofia yani Opera Binası
·
Hemisferic yani dev
gibi bir ekranda IMAX sinema salonu ki göz şeklinde mimarisi bulunuyor,
·
Museo de Las Ciencias
Principle Felipe yani bilim müzesi ki iskelet şeklinde mimarisi
bulunuyor,
·
Agora çeşitli
etkinliklerin yapıldığı yer.
·
Umbracle
içinde çeşitli bitkilerin bulunduğu botanik park,
·
Oceanografic, Avrupa’nın
en büyük akvaryumu
Fotoğraflar burayı ne
kadar iyi anlatır bilemiyorum ama burayı görüpte etkinlenmemek elde değil.
Valencia’nın
old town (eski şehir merkezi)
bölgesinde bulunan en önemli yapı bu Valencia Katedrali‘dir. İlk olarak 13. yüzyılda
Araplar tarafından cami olarak yapılmış, ancak fazla kullanılamadan şehir
hristiyanların eline geçince kiliseye çevrilmiş.
Müzede
12 havarinin heykeli ve resim galerisi bulunuyor. Ayrıca katedralin
yanında bulunan çan kulesine çıkılabiliyor.
Plaza de la Reina, Valencia'nın en önemli meydanlarından biridir.
Santa
Catalina Kilisesi: Gotik sitil ve
Roman Katolik tarza sahip kilise 13 . yüzyıl başlarında inşaa edilmiştir.
Valencia’nın old town bölgesi 14. yüzyılda surlarla çevriliymiş ve yukarıdaki kapı şehre girmek için kullanılan kapılardan biriymiş. 15. yüzyılda yapılmış ve Valencia’da hayatta kalan 2 kapıdan biri olma özelliğinde (diğeri Torres de Serranos). Bir dönem kadın mahkumların tutulduğu, bir dönemse savaş esirlerinin tutulduğu zindan olarak kullanılmış.
Torres de Serranos da yolumuzun üstünde bizi bekliyordu.
1300’lü yıllarda savunma amacıyla yapılmış iki kule. Gotik tarzda. Şehrin
simgelerinden. İspanya iç savaşında Madrid’deki Prado müzesinden kaçırılan
sanat eserleri burada muhafaza edilmiş.Gezerken acıkırsanız Valencia’nın ‘’Paella’sı ‘’meşhurmuş. ( Pirinç, safran, deniz mahsulleri veya et, tavuk ile hazırlanıyor ve ‘’Casa Roberto’’ sizin için doğru adres!)
Ayrıca taze müren, sarımsak, kırmızı biber ve patatesli sulu yemek
"All i pebre",
deniz mahsullü noodle çeşidi "Fideuà",
kızarmış çörek "Bunyols",
tarçın,limon aromalı sütlü dondurma "
Leche Merengada",
badem, balkabağı, çam fıstığı,tarçınlı kek
"Arnadí".
Meşhur yemekleri arasında sıralanmaktadır.
Ayrıca içecek olarak ‘’Sangria’’
meşhurmuş. (Sangria, meyveli bir şarap kokteylidir. Tipik
olarak içinde kırmızı şarap, meyve parçaları, şeker veya bal gibi bir
tatlandırıcı ve rom ya da votka gibi kuvvetli bir içki bulunuyor.)
Kısa bir yürüyüşün ardından yine mimarisiyle göze çarpan tarihi
Mercado Central (merkez pazarına ulaşmak mümkün.
Taze meyvalardan, ayaküstü atıştımalık
yiyeceklerden, içeceklerden alın ve Fartons Polo ile birlikte horchata için.
Horchata chufa (bir çeşit yer bademi), su ve şekerden yapılan kıvamlı bir
içecek, Fartons Polo ise horchataya batırılarak yenen yumuşak bir çeşit
bisküvi.
VEEE
meşhur Turia çeşmesi. Valencia'nın ana meydanı olan
Placa de la Verge ve avlusunda yer alan Turia Çeşmesi de şehrin
simgeleri arasındadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder