Güzeldir yaşanan hayat her demde,
Kalmasın insanın tasada, gamda,
Guruptaki bakır rengi akşamda,
Günün batışına bak Eskişehir.
Bozdağ’ın üstünü örtünce karlar,
Yıldızlı gecede ay gibi parlar,
Kurşunlu’da gizli asırlık sırlar,
Hafiften içini çek Eskişehir.
Gün bitende güneş ufukta söner,
Karanlık sinsice her yana siner,
Semadan yıldızlar üstüne iner,
Kıskanır şavkını gök Eskişehir.
Halil’im bulunca lüle taşını,
İşlerim pipoya insan başını,
Kabristanlar saklar asıl yaşını,
Beş bin yıla iner kök Eskişehir.
Kalmasın insanın tasada, gamda,
Guruptaki bakır rengi akşamda,
Günün batışına bak Eskişehir.
Bozdağ’ın üstünü örtünce karlar,
Yıldızlı gecede ay gibi parlar,
Kurşunlu’da gizli asırlık sırlar,
Hafiften içini çek Eskişehir.
Gün bitende güneş ufukta söner,
Karanlık sinsice her yana siner,
Semadan yıldızlar üstüne iner,
Kıskanır şavkını gök Eskişehir.
Halil’im bulunca lüle taşını,
İşlerim pipoya insan başını,
Kabristanlar saklar asıl yaşını,
Beş bin yıla iner kök Eskişehir.
Halil Gürkan
|
ATLIHAN EL SANATLARI ÇARŞISI
ODUNPAZARI BELEDİYESİ VE EVLERİ
ESKİŞEHİR BALMUMU MÜZESİ
Arayı Arayı Bulsam İzini
Arayu arayu bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzünü Hak nasip eylese görsem yüzünü Ya Muhammed canım arzular seni Bir mübarek sefer olsa da gitsem Kabe yollarında kumlara batsam Hub cemalin bir kez düşde seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni Zerrece kalmadı kalbimde hile Sıtkile girmişim ben bu Hak yola Ebubekir Ali Osman'da bile Ya Muhammed canım arzular seni Ali ile Hasan Hüseyin anda Sevgisi gönülde muhabbet canda Yarın mahşer günü ulu divanda Ya Muhammed canım arzular seni Arafat dağıdır bizim dağımız Anda kabul olur bizim duamız Medine'de yatar peygamberimiz Ya Muhammed canım arzular seni Yunus metheyledi seni dillerde Sevilürsün bütün hep gönüllerde Ağlayı ağlayı gurbet ellerde Ya Muhammed canım arzular seni |
Yunus Emre
|
ŞELALE PARKI
Atıp da içine derdi tasayı,
Döndükçe hislenir yel değirmeni.
Unutur zamanla haftayı ayı,
Rüzgarla beslenir yel değirmeni.
Gecenin yorgunu günün galibi,
Sürekli mekanı bir dağın gibi,
İlkbahar gelince bir gelin gibi,
Kendine süslenir yel değirmeni.
Sevdanın yolunda yorulmak bilmez,
Nazlanıp aşkına kırılmak bilmez,
Bir saçı Leyla’ya sarılmak bilmez,
Taşlara yaslanır yel değirmeni.
Kışın ayazında karın buzunda,
Gökten yere yağan asit tozunda,
Çatlamış toprağın susuz yazında,
Gözleri ıslanır yel değirmeni.
Rüzgarın yönüyle karışır işler,
Aniden tersine dönmeye başlar,
Gökte kanat vurup uçmaya başlar.
Kuşlara seslenir yel değirmeni.
Bunca yaşantısı sabırla dolu,
Geçmişten bugüne uzanır yolu,
Kırılır zamanla kanadı kolu,
Ayakta paslanır yel değirmeni.
Döndükçe hislenir yel değirmeni.
Unutur zamanla haftayı ayı,
Rüzgarla beslenir yel değirmeni.
Gecenin yorgunu günün galibi,
Sürekli mekanı bir dağın gibi,
İlkbahar gelince bir gelin gibi,
Kendine süslenir yel değirmeni.
Sevdanın yolunda yorulmak bilmez,
Nazlanıp aşkına kırılmak bilmez,
Bir saçı Leyla’ya sarılmak bilmez,
Taşlara yaslanır yel değirmeni.
Kışın ayazında karın buzunda,
Gökten yere yağan asit tozunda,
Çatlamış toprağın susuz yazında,
Gözleri ıslanır yel değirmeni.
Rüzgarın yönüyle karışır işler,
Aniden tersine dönmeye başlar,
Gökte kanat vurup uçmaya başlar.
Kuşlara seslenir yel değirmeni.
Bunca yaşantısı sabırla dolu,
Geçmişten bugüne uzanır yolu,
Kırılır zamanla kanadı kolu,
Ayakta paslanır yel değirmeni.
Nedim Uçar
|
Yanan Sular
Elimle musluğunu açtığım sular yandı
Yürüyerek içinden geçtiğim sular yandı
Boyu üç yılı aşan sabır orucu tuttum
İftar vakti olanda içtiğim sular yandı.
Yürüyerek içinden geçtiğim sular yandı
Boyu üç yılı aşan sabır orucu tuttum
İftar vakti olanda içtiğim sular yandı.
Abdurrahim Karakoç
PORSUK ÇAYI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder