Üzüm bağlarını, köyleri, yemyeşil yolları geçerek
yaklaşık 3,5 saat süren yolculuktan sonra Floransa’ya vardık ve kendimizi
sanatın kalbine bırakarak dar sokaklarda yürümeye koyulduk.
Floransa, İtalya’daki Toskana Bölgesi’nin başkentidir. Yaklaşık 400.000
nüfusu olan bu şehir dünyanın kültür, sanat, tarih ve mimari merkezlerinden
biri olarak kabul edilir. Rönesans’ın çıkış yeri olmasının da bunda etkisi
vardır. Botticelli,
Michelangelo
ve Leonardo
da Vinci gibi isimlerin Floransa üzerinde etkisi olmuştur.
Yüzyıllardır
İtalya’nın en güzel ve popüler şehirlerinden olan sanatseverler için
cennet gibi bir yerdir. Özellikle bir yere gitmeseniz bile sokaklarında
dolanarak dahi sanatı görüp bu atmosferi soluyabilirsiniz. Ünlü Medici Ailesi’ne
ait yapılar da şehri daha zengin hale getirmiştir. Bu yapılar mimari açıdan
önem taşımasının yanı sıra dönemini yansıtması nedeniyle de mühimdir.
Floransa’nın merkezi UNESCO dünya tarih mirası listesinde yer
almaktadır. Şehrin tarihi çok eskilere dayansa da inşasının büyük bir kısmı
Rönesans döneminde gerçekleştirilmiştir. Eğer Floransa’yı tam anlamıyla yaşamak
istiyorsanız burası için birkaç günün yeterli olmayacağını bilmeniz
gerekmektedir
Michalengelo’nun ünlü Davut Heykeli’nin replikasının
bulunduğu Signoria
Meydanı ve Vecchio Sarayı bu listeye girebilecek
güzelliklerin başında geliyor. İçine girmene gerek yok, uzaktan şöyle bir
baksan fotoğraflasan yeterli olur bizce.
Dillere destan bir Gotik örneği olan Floransa
Katedrali de öncelikli görmen gereken güzelliklerden.
Ponte Vecchio ayrı bir güzelliği bu şehrin. Hani hiçbir yerini görmeyip de
burayı görsen bile yeterli. Arno Nehri’nin iki yakasına kurulan bu şehrin en
önemli simgesi çünkü. Neredeyse tüm hayat bu köprüyle iki yakaya bağlanmış
konumda. Ponte
Vecchio’nun güney ucunda yer alan Amici di
Ponte Vecchio Da Stefano’da pizza yemeyi
unutmayasın!
ORVİETO
ORVİETO küçük ama sevimli bir yer
Teleferikten iner inmez karşınızda dev katedral görüyorsunuz Yapının ön tarafına geldiğimizde gözlerimize inanamadık; şehir küçük ama katedral dev gibiydi.
Sokakları buram buram sanat kokuyordu.
SİENA
Ve
Siena muazzam eğlenceli zaman geçirdik, rengarenk kıyafetlerde insanları,
at yarışını ve muhteşem gösterileri izledik. Senede 2 defa olan bu gurur
mücadelesine denk gelen tur sayısı azmış, o yüzden biz çok da şanslıydık
sanırım.
Torre Guelfa da yemek yiyip, latte alarak günü sonlandırdık.
1 yorum:
Very good.
Yorum Gönder